8 Mart’a sayılı günler kaldı… Sosyal medyada şimdiden bizi karşılayan Kadınlar Günü odaklı renkli kampanyalar ve güçlü kadın imajı, göz kamaştırıcı bir dünyanın kapılarını aralıyor gibi görünüyor. Ama bu görselliğin arkasında yatan gerçek, idealize edilen bu imajdan çoğu zaman oldukça uzakta. Kadınların beden imajı üzerindeki çelişki, sosyal medyanın güçlü etkisini de gözler önüne seriyor.
Sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, kadınlar arasında beden olumlama (body positivity) hareketi de giderek güçlendi. Bu hareket, kadınların bedenlerini olduğu gibi kabul ederek sevmeleri ve kendilerini güçlü hissetmeleri üzerine yoğunlaşıyor. Ancak sosyal medyada kadın bedenine dair ortaya atılan tartışmalar, bildiğimiz üzere genellikle bu pozitif hareketin önüne geçiyor.
Sosyal medya platformları, sıklıkla mükemmel beden standartlarını ve kusursuz yaşam tarzlarını öne çıkarıyor. İnsanlar, her gün milyonlarca “kusursuz” fotoğraf ve “mükemmel” görünen yaşam tarzıyla karşı karşıya kalıyor. Bu da en nihayetinde kadınları, bedenlerine dair olumsuz duygulara sürüklüyor. Kendi bedenleriyle sosyal medyada karşılarına çıkan bedenleri kıyaslamaları sonucunda mutsuzluk, düşük benlik saygısı ve hatta depresyon gibi sorunlarla yüzleşebiliyorlar.
Buna rağmen, sosyal medya aynı zamanda kadınlar arasında güçlü bir dayanışma ve destek ağı da oluşturuyor. Beden olumlama hareketine benzer şekilde, kadının güçlendirilmesini destekleyen topluluklar ve influencer’lar, kadınları bedenleriyle barışık olmaya teşvik ediyor. Gerçekçi fotoğraflar paylaşarak “mükemmel” olmayan bedenlerin de kendine has bir güzellik ve değer taşıdığını gösteriyor ve mükemmellik kavramının göreceliğini ortaya koyuyorlar.
8 Mart gibi özel bir gün, bu konuya odaklanmak için harika bir fırsat. Ama sosyal medyanın kadın beden imajı üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, bu günün anlamını derinlemesine sorgulamak ve gerçekçi bir perspektif sunmak da oldukça önemli. Kadınlar arasında beden olumlama hareketini desteklemek ve gerçek güzellik anlayışını yaymak, sosyal medyanın tabir-i caizse “negatif pompalayan” yönüne karşı sarsılmaz bir duruş ve güçlü bir kalkan oluşturabilir.
Önümüzdeki 8 Mart'ların, tek tipliğin idealize edilmediği içerikler, reklamlar ve kampanyalarla dolu olmasını ve gerçek güzellik anlayışının kalıpları aşmasını umuyoruz. Çünkü sosyal medyanın kadınların beden imajı üzerindeki etkisi karmaşık ve çelişkili olsa da “mükemmelliğin” idealize ve empoze edilmediği bir dijital dünya hayal değil!
YAZAN: Selin Kantarcıoğlu