Özgecan Aslan, Ceren Özdemir, Güleda Cankel, Burcu Çiftçi, Ayşegül Aktürk, Sare Gök, Zeynep Şenpınar ve binlerce isim… Hepsinin ortak bir noktası var; cinayet!
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, devamlı olarak hayattan koparılan kadınların isimlerini paylaşıyor, listelerini güncelliyor ve onlar için adalet istiyor.
Ne yazık ki bu yeni bir konu değil. Çok uzun zamandır kadınlar eş, sevgili ya da tanımadığı erkeklerin şiddetine uğruyor veya öldürülüyor. Fakat biz bunları duymuyorduk. Bir gazetenin 3. sayfasında yalnızca birkaç satırda geçiyordu isimleri. Böyle olunca da yalnızca Münevver Karabulut cinayetinde olduğu gibi medyatik isimler işin içerisinde olduğunda haberimiz oluyordu.
Sonra teknoloji gelişti ve haber alma özgürlüğümüz arttı.
Böylece Emine Bulut’un çocuğunun önünde attığı “ölmek istemiyorum” çığlığını duyduk. Kayıp Pınar Gültekin’i bir varilin içerisinde bulduk. Ölüm tehlikesi yaşayan kadınların haykırışlarını işittik. Artık sosyal medya bir paylaşımdan daha fazlası oldu.
Sosyal Medyanın Gücü
Yalnızca haber alma özgürlüğünü etkilemedi, karar mercilerinin eylemlerine de yön vermeye başladı sosyal medya. Karısına gösterdiği şiddet sonuncu mahkeme tarafından salıverilen kişilerin, gelen tepki ile yeniden tutuklandığını gördük. İntihar denerek, “gezip tozan bir tip” denerek üstü örtülmeye çalışılan Şule Çet cinayetinde en ağır cezanın verilebildiğini gördük.
Kadınlar susmadıklarında bir şeylerin değişebildiğini gördü…
Bu nedenle canları her kadınla birlikte yandı, çığlıkları her çığlıkla birlikte büyüdü, güven duyguları her cinayette sarsıldı ve adalet arayışları her geçen gün güçlendi.
Artık “bu son olsun” dilekleri sonuç bulmadı belki ama inançları hiç kaybolmadı. İnancımız hiç kaybolmadı…
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
Bu inanç, kadınların son günlerde kalıcı bir çözüm için sesini yükseltmelerine neden oldu. Belki de yalnızca eğlenmek, biraz kafa dağıtmak için Instagram’a girenler siyah beyaz kadın fotoğraflarıyla karşılaştı. #ChallengeAccepted #İstanbulSözleşmesiYaşatır ve #WomenEmpowerment etiketleriyle paylaşım yapan kadınlar, 2011 yılında imzalanan sözleşmenin uygulanmasını talep ediyor.
Nasıl bir etkisi olur sorusu aklınıza geliyorsa son 10 yılda kadın cinayetlerinde düşüşün görüldüğü tek yılın sözleşmenin de imzalandığı 2011 olduğunu belirtmekte fayda var.
Kadınlar artık korkmadan yaşamak istiyor. Bu nedenle sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmaya koymasını talep ediyor.
Ahtapot Sosyal Medya’nın kadınları olarak biz de #İstanbulSözleşmesiYaşatır diyoruz! Türkiye ve dünyadaki tüm kadınların yanındayız, onların yaşam hakkını savunuyoruz.
Yazan: Tuba Kiraz