Sosyal medya platformlarının kullanıcısı her geçen gün hızla artıyor. Artık herhangi bir sosyal mecrada hesabı olmayanların sayısı oldukça az. Peki bu sürekli artışın sebebi sizce ne olabilir?
Sosyal medya, tüm diğer kullanım amaçlarının yanı sıra takdir edilmek ve beğenilmek gibi isteklerimizi karşılamamıza da aracı oluyor. Sosyal medyada hayatlarımızı istediğimiz gibi sergileyebiliyor, kendimizi ve yaşadıklarımızı mükemmel bir şekilde göstermeyi ya da hayatımızın iyi giden kısımlarını paylaşmayı tercih ediyoruz. Bu yüzdendir ki sosyal medya kullanıcıları birden çok mecrada varlıklarını koruyor.
Stanford Üniversitesi tarafından keşfedilen ve Ördek Sendromu adı verilen bu sendrom, sosyal medyada mükemmel bir yaşam algısı yaratmaya çalışmanın ve görünenin ardında çok çalışmamızı anlatan bir kavram. Ördek Sendromu ilgi çekici ismini, su üzerinde zahmetsizce yüzdüğü görülen ördeklerin aslında su yüzeyinin altında yoğun bir emek ve çaba içinde olmalarından alıyor.
Sosyal Medyada Görünüşümüzü Kontrol Edebiliyoruz
İdeal olan ile gerçek olan arasındaki en önemli fark, paylaşımlarımızdaki görünüşümüzü kontrol etme imkânına sahip olmamız… Instagram, Snapchat ve TikTok gibi birçok sosyal medya kanalında kullandığımız filtreler ve fotoğraf uygulamaları ile dış görünüşümüzü kontrol ederek değiştirebiliyor; böylece en güzel çıktığımız ve en estetik bulduğumuz fotoğraflarımızı sosyal medyada yayınlarken, gerçekte olanları da gizleyebiliyoruz.
Uzmanlara göre tüm bunları bilinçli olarak yapmamız da sosyal medya gerçekleri arasında. Oluşturduğumuz benlik ile gerçek benliğimiz arasındaki fark belki başkaları tarafından görülemeyebiliyor, ancak paylaşımları yapan kişiler olarak amacımız yarattığımız algının beğenilmesini sağlamak... Sanal evren, algılarımızı inşa ederken gerçeklerden kopabileceğimizi gösteriyor. Ördek Sendromu da tam bu noktada durumu tanımlayabilecek en doğru örnek.
Peki Ördek Sendromuyla Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Ördek Sendromu devamında kaygı, anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi hastalıklara yol açabilir. Bu sebeple bir terapistten yardım alarak, farkındalık çalışmalarına katılarak, sevdiklerimizle sosyal hayatta kaliteli vakit geçirerek, fiziki olarak gerçekleştirilebilecek yeni hobiler edinerek ve eğitim alarak örnek sendromuyla başa çıkabiliriz.
Yazan: Kübra Eldem