Son yıllarda eskiden çok da bilmediğimiz veya bilsek de önemini anlamadığımız bir kavram hayatımıza girdi; sürdürülebilirlik…
Dünyanın dört bir yanından, farklı sektörlerden birçok marka artık üretim veya hizmet sürecinde bu kavramı dikkate alıyor. Çünkü artık tüketim seviyemiz doğal sınırları aşıyor. Kolay ulaşılabilen ürünler, çeşitlilik, modern hayatın hızlı yaşamı ve karşımızda olan sahte bolluk bizi sürekli tüketmeye sevk ediyor. Buna alışan insanlar şimdi yeni bir sisteme alışmaya, doğaya verdiği zararı minimuma indirmeye çalışıyor.
Kaç Dünyamız Var?
Şu anda 5 yaşındaki çocuğa kaç dünyamız var diye sorsak cevabı herkesin de bildiği gibi “bir” olur. Fakat biz aslında 1.6 dünyamız varmış gibi yaşıyoruz.
Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network), 1970’den beri dünyamızdaki sürdürülebilir kaynakları ve bunların tüketimini hesaplıyor. Bunun sonucunda ortaya o yıl içerisinde tüketebileceğimiz miktar çıkıyor. Bu kaynakların tükendiği güne ise “Limit Aşım Günü” deniyor. Her yıl dünya ve gelecek için çok önemli olan günde, iletişim çalışmalarını yürüttüğümüz WWF-Türkiye, neler yapmamız gerektiğine ve gezegenimizi nasıl koruyacağımıza dair çok önemli bilgiler veriyor. Eğer nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız sosyal medyada WWF-Türkiye hesabını takip edebilir, verdiği bilgileri uygulamaya başlayabilirsiniz.
Her yıl düzenli olarak geri giden Limit Aşım Günü, geçtiğimiz yıl tüm dünya için 29 Temmuz olarak belirlendi. Fakat bu yıl, 50 senedir görülmeyen bir şekilde kaynaklarımızı daha iyi koruduk ve bu tarihi 22 Ağustos’a öteledik. Bu hem güzel hem de kötü bir haber. Çünkü bunu bilerek yapmadık. Doğaya olan müdahalelerimiz sonucu yaşanan pandemi bizi evde kalmaya, daha az zarar vermeye, ürettiklerimizi tüketmeye zorladı. Peki bunu kendi istediğimizle yapamaz mıyız?
Limitimizi Nasıl Koruruz?
Doğal kaynakları korumak için akla ilk olarak aşırı tüketmemek geliyor. Fakat bunun yanında sürdürülebilirliği sağlamak da önemli.
Bir tarlanız olduğunu düşünün, yalnızca 1 kere ekebiliyorsunuz. Bunun ne size, ne insanlara ne de doğaya faydası olurdu. Şu andaki üretim ve tüketim şeklimiz de aslında bizim sınırlı sayıda üreten tarlamız gibi. Bu nedenle insanlar alışkanlıklarını değiştirirken markalar da hizmetlerini dönüştürüyor.
Peki siz neler yapabilirsiniz?
Ofisinizde kağıt kullanımını minimuma indirebilirsiniz. Çalışanlarınıza kupa ve mataralar hediye ederek bunları kullanmasına teşvik edebilirsiniz. Bilgisayarlarınızı fişten çekerek elektrik tasarrufu gerçekleştirebilirsiniz. Eğer bir üretim yapıyorsanız sürdürülebilir olmasına dikkat edebilirsiniz. Unutmayın kullanıcılar artık sürdürülebilir ve doğa ile dost markaları tercih ediyor. Hem markanızın hem de gezegenimizin geleceği için dönüşmeye şimdi başlayabilirsiniz.
Yaşadığımız tek bir Dünya olduğunu ve onu korumamız gerektiğini unutmayalım.
Yazan: Tuba Kiraz