Dijital pazarlama ve sosyal medya, ülkemizde internetin kullanımına başlandığından bu yana özellikle son dönemde büyük - küçük tüm markalar tarafından ciddiye alınmaya ve bir iletişim kanalı olarak görülmeye başlandı.
Ülkemizde ve dünyada yaşanan COVID-19 adıyla bilinen Koronavirüs salgını ile birlikte dijital iletişimin büyük – küçük tüm markalar için nasıl bir hal aldığını göstermek ve nasıl yapılması gerektiğini örneklerle anlatmak istedik. Öğrencilerin uzaktan eğitimi, çalışanların ise home office modelini denediği bu süreçte bakalım dijital dünyada neler yaşanıyor.
Markanız hangi alanda hizmet veriyor olursa olsun, unutmayın ki şu anda potansiyel kitlenizin tek bir gündemi var: Koronavirüs
Bu yüzden markanızı kamu yararı gözeterek önerilerde bulunan, kullanıcılarının sağlığını düşünen, onların yanında olan bir noktada konumlandırmanızda fayda var. Fakat burada unutmamanız gereken şey de şu: “Real time marketing”. Özellikle her şeyin anlık geliştiği Koronavirüs gündeminde #EvdeKal hashtag’i ve sağlık çalışanlarının saat akşam saat 9.00’da alkışlanması bunun en iyi örneklerinden.
Virüs salgını riskine karşı alınan önlemler çerçevesinde evden çıkmayanlar pek tabii dijital platformlara daha fazla ilgi göstermeye başladı. Yetkili mercilerin uyarıları nedeniyle sosyal izolasyon yaşayanlar, bu süreci daha keyifli, verimli ve gündemden uzaklaşmadan geçirmek için çeşitli aktivitelere yöneldi. Sosyal izolasyon önlemlerinin etkisiyle uzmanların yorumuna göre ekonomide bir durağanlık gözlemleneceği öngörülürken, dijital veriler ise bize sağlık, haber, e-ticaret ve video içeriklerinde ciddi tüketim artışları olduğunu gösteriyor. Böylesi bir kriz döneminde markaların yürüttüğü iletişim süreci de oldukça titiz oluyor.
İşte markaların Koronavirüs temalı öne çıkan paylaşımlarından bazıları:
Kimse bu sürecin ne kadar süreceğini bilmiyor ve bu belirsizlik herkesin aklında aynı soruyu oluşturuyor: Markalar iş yapma rutinlerinin bozulmasına, çalışanlar evden çalışmaya ne kadar süre dayanabilir? Geçici değişimleri uygulamak günü kurtarabilir ancak bu değişim hangi noktada kurumlara zarar vermeye başlar? Açıkçası bunun cevabını vermek çok güç, önümüzdeki süreçte hep birlikte yaşayıp öğreneceğiz.
Sektörün büyük kurumlarının neler yaptığının, hangi online platformları kullandığının ve sanal iş görüşmelerinin inceliklerinin derlendiği bir makale SHRM – Better Workplaces, Better World’de yayınlandı. Yayınlanan bu makaleden öne çıkan başlıklara hep birlikte bakalım:
* Amazon, Facebook ve Google gibi büyük şirketler Mart’ın başından beri evlerinden çalışıyorlar.
* Amazon işe alım görüşmelerinin birçoğunu, video konferans yazılımı olan Amazon Chime hizmetine başvuruyor. Gerekli belge ve bilgileri de online olarak kabul ediyor.
* Google potansiyel çalışanlarına işe alım görüşmelerini Google Hangouts’ta veya bir video konferans yazılımı olan BlueJeans ile gerçekleştirdiğini söylüyor.
* LinkedIn ise iş başvurusu yapmak isteyenlere iki seçenek sunuyor; görüşmeyi ya BlueJeans ile sanal platformlarda gerçekleştirmek ya da yüz yüze görüşmenin güvenli olduğu bir zaman dilimine ötelemek.
Yapılan bir başka araştırma olan Medianova araştırmasının sonuçlarına göre ise; Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerinde dijital oyun trafiğinde %100 seviyesinde artış gerçekleşirken Türkiye’deki artış yüzde 200’lere ulaştı. Açıklanan verilere göre internet ortamındaki video ve müzik gibi içerik servislerine de tüketiciler yoğun ilgi gösteriyor. Tüm dünyada seyredilen video servislerinde ciddi yükseliş olduğunu bildiren Medianova, bu alanda son bir haftada % 45 ila 50 seviyesinde artış yaşandığını kaydetti.
Ahtapot Sosyal Medya Ailesi olarak bizler bu süreçte evden çalışabilmek için yaşam alanlarımızda uygun ortamı yarattık. Büyük bir özveriyle müşterilerimize evden destek olmaya devam ediyoruz. Her şeye rağmen sahada çalışmaya devam etmek durumunda olan kişilere ise sosyal mesafeyi korumalarını önemle hatırlatıyoruz.
Bizimle iletişime geçmek için her zaman web sitemizi ve sosyal medya hesaplarımızı kullanabilirsiniz. Mail için: info@ahtapotsm.com
#EvdeKal’ın, sağlıkla kalın…
Yazan: Özgü Çağıran