Hayatımızı kökünden değiştiren ve gelecek dönemdeki dünya düzenini büyük ölçüde etkileyecek bir dönemden geçiyoruz: Koronavirüs Dönemi
Çin’in Wuhan kentinde başlayan tüm dünyada ne yazık ki çok kısa bir sürede yayılım gösteren Koronavirüs pandemisi nedeniyle evlerinde vakit geçirmeye başlayan insanlar, alışkanlıklarını belki zorunlu olarak belki de bunun hayatlarını daha da kolaylaştırdığını fark ederek değiştirmeye ve düzenlemeye başladılar. Haliyle her şeyin dijitalleştiği bu yeni düzende ya da yeni normalde, dijital dünya en çok dönüşmesi ve gelişmesi gereken bölüm oldu. Günlük yaşamlarının çoğunluğunu dijital olarak düzenleyen –dijital konserler, Sosyal Medya canlı yayınları, online alışverişler, online toplantılar, evden çalışma sistemlerinin düzenlenmesi, Sosyal Medya’nın ve dijital reklamların güçlenmesi gibi- toplum ile birlikte bu noktada daha efektif olan firmaların da yükselişe geçtiği gözlendi.
Artık şunu biliyoruz: Dijital, hayatımızı her zamankinden ve her şeyden daha çok kolaylaştırıyor. Bu kolaylıktan Koronavirüs dönemi sonrası vazgeçebilir miyiz? Birçok şeyi zaman kazanarak, oturduğumuz yerden, evimizden, keyif yaptığımız parktan çözebildiğimizi gördüğümüz bir dünyada kim saatlerce sıra beklemek zorunda olduğu düzene dönmek istesin ki? Dijital, artık hayatımızın bir parçasını değil hayatımızın tümünü oluşturuyor.
Wuhan’da ilk vakaların açıklanmaya başladığı ve sonrasında dünya gündeminde yavaş yavaş yerini alan Koronavirüs Google aramaları Insider’ın raporuna göre ülkemizde 11 Mart tarihi itibariyle artmaya ve zamanla da zirve yapmaya başlıyor. Kolonya ve makarna aramalarında ise %200’lük bir artış yaşanmaya başlıyor. Hatırlarsınız; bazı internet sitelerinde bu olay sonrasında makarna fiyatlarında çok çok uçuk artışlar gözlemlenmiş ve tepkiler sonrasında bu fiyatlandırmalar ortadan kaldırılmıştı. Aynı şekilde bu dönem sonrası kolonyaların satışları patlamış ve tedarikçiler bunu karşılamakta güçlük çekmeye başlamışlardı. Bilhassa limon kolonyası ülke çapında en çok satın alınan ve online’da en çok aranan ürünlerden biri haline gelmişti.
Yine aynı araştırmaya göre 2018 ve 2019 yıllarına kıyasla medya sektöründe 3 kat bir artış yaşandı. Online toplantıların çokça yapıldığı ve artık herkes tarafından bilinen Zoom uygulamasının NASDAQ hisse fiyatı yaklaşık 2 katı olan 119 dolara çıkarken Uber’in 30 dolardan 15 dolara düştüğünü görüyoruz. Bu da hayatın hangi ölçüde değiştirdiğini bizlere net olarak gösteriyor.
Peki, bu dönemde markalar dijitalde nasıl konumlandı?
Markalar, insanların yeni alışkanlıklarına ayak uydurarak dijitalleşme dönemine adım attı. Koronavirüs özelinde yayınlanan ve evde kalkmak, özlem gibi konulara odaklanan dijital filmlerin yanı sıra Sosyal Medya iletişimi de hayli önem kazandı. Kişilerin evde zaman geçirmeyi tercih ettiği bu dönemde, dijital reklamlar ve Sosyal Medya reklamları her zamankinden daha önemli bir konuma yükseldi. Hatta giyim firmalarının online satışlarına gıda eklediğini dahi gördük.
Ahtapot Sosyal Medya olarak biz neler yaptık?
WWF Türkiye markamızla #EvdeKal söylemine başka bir boyut getirerek doğa ile ilişkilendirdiğimiz içerikler yayınladık. Markalarımızın kitlesine ve dijitale yaklaşımına uygun bir iletişim yürüttük. B2B markalarımız için daha fazla dijitalleştik ve online eğitimler ile webinar’lara ağırlık verdiğimiz bir dönem geçirdik. Bilinçlenmek, tüm markalarımız için vazgeçilmez başlığımızdı. Koronavirüs döneminde en çok dikkat çeken markalardan biri olan Selin Kolonya için kriz yönetiminden hijyene kadar uzanan kapsamlı bir iletişim yürüttük.
Henüz Koronavirüs dönemi sonlanmış değil. Dünyadaki etkisi azalarak da olsa devam etmekle birlikte hala evlerimizde kalmak durumunda olduğumuz ve sosyal mesafe teriminin hayatımızın merkezine oturduğu bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Her şeyin ne zaman normale döneceği konusunda yaşanan toplumsal kaygının yanı sıra dijital dünyanın önem kazanmaya devam edeceği aşikâr.
Çünkü artık dijitalin hayatımızı kolaylaştırdığının ve zaman kazandırdığının çok daha fazla farkındayız.
Yazan: Tuğçe Usta